12 Kasım 2013 Salı

Kızlı Erkekli


O kadar farklı bir milletiz ki biz, tartışacak başka bir şey bulamayız.  Nerde fuzuli bir mesele varsa cımbızla çekip buluruz. Eleştirmenlerin dediklerinin aksine diyorum ki ne güzel söylemiş Süleyman Demirel:  “ Meseleleri mesele yapmazsanız mesele falan da kalmaz...” Daha ilginç olansa bu meseleleri önce meseleymiş gibi ortaya atıp, sonra da arap saçına çevrilmesi ve nihayet işin içinden çıkılamaz bir hale gelinmesi.

Hepimizin çevresinde olduğu gibi benim de çevremde var oldukça çağdaş bir çizgisi olduğunu düşünen ve kendini gerçekten laik hisseden tanıdıklarım. Fakat iş onların kız çocuklarına gelince nasıl da hemen muhafazakar bireylere dönüşüveriyorlar. Çocuklarının kızlı erkekli yurtlarda kalmasına gönülleri razı olmuyor, hatta içleri içlerini yiyiyor, akşamları sürekli çocuklarını arayıp adeta günün raporunu alıyorlar.

                5 yıllık üniversite hayatımda ben tabir-i caizse kızlı erkekli kalan hiçbir arkadaşa rastlamadım. Ya gerçekten bu durumda olan bir arkadaşım yoktu, ya ben çok gözü kapalıydım, ya da bu durumu çok profesyonel bir şekilde ört bas edecek arkadaşlarım vardı.  Gerekçeleriyse şüphesiz toplumumuzda oluşan bu sosyal baskı olmalı diye düşünüyorum.

Peki gerçekten bu şekilde kalanlar varsa -ki mutlaka vardır- bunların “fuhuş” adı altında etiketlenmesi ne kadar doğrudur? Şu trajikomik ihbar olayını göz önünde bulundurursak şayet, bu denetlemeye uyulduğu için söz konusu durum alkışlanmalıdır mıdır? Yoksa insanları köstebeklik yapmaya ittiği ve adeta birbirine düşüreceği için utanılmalı mıdır? Bu tartışılır…

Tüm bunlar göz önüne alındığında bana kalırsa asıl mesele “eğitim” sorunudur. “Kızım yeter ki iyi bir üniversite kazansın da gitsin ve okusun.” Diyen ebeveynlerin dilekleri mi daha büyük meseledir? Yoksa:  “Kızım şuan üniversitede kızlı erkekli bir yurtta “fuhuş” mu yapıyor?” diye düşünen ebeveynin korkusu mu daha büyük bir meseledir.

“Çocuğum acaba başbakanlık bursunu verecekler mi, yol parası var mı, aç mı susuz mu?” diye düşünen ebeveynin mi kaygısı daha büyüktür, yoksa: “Çocuğum fuhuşa zorlanıp üzerinden para mı kazanıyorlar.” Diye tedirgin olan bir ebeveynin mi tedirginliği daha büyüktür? Bunun cevabı bulunmalıdır.




               


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder